Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendi temel kaygısı tarafından yönlendirilen ve sonuçta bir korunma aracı olarak duygusal yakınlığa uzanan bir kişi için bu arzulanan duygusal yakınlığı elde etme şansı hiç yoktur. Tam da ihtiyacı yaratan durum, ihtiyacın doyumuna engel olur.
Aşık ve hayran olduğu kadına yönelik ne arzusu ne de cinsel gücü olan bir adam, yalnızca kendi ölçütlerinin altındaki kadınlara karşı cinsel çekim hissedebilir. Böyle bir kişi için cinsel ilişki ayrılamaz bir biçimde aşağılama eğilimleriyle eşleşmiştir, bu nedenle sevdiği ya da sevebileceği kişiye karşı cinsel arzularını anında bastırır. Karen HORNEY (Çağımızın Nevrotik Kişiliği)
Reklam
Sevgiye duyulan nevrotik ihtiyaç çoğu kez ya bir cinsel tutkuya ya da doymak bilmez bir cinsel açlığa dönüşür. Karen HORNEY (Çağımızın Nevrotik Kişiliği)
Nevrotik kızlar, herhangi bir zayıflığa yönelik küçümsemeleri nedeniyle, ”zayıf” bir adamı sevemezler; eşlerinden sürekli boyun eğme bekledikleri için “güçlü” bir adama da katlanamazlar. Dolayısıyla gizlice aradıkları şey , aynı zamanda onların bütün isteklerine tereddüt etmeden uyacak kadar zayıf olan bir kahraman, süper güçlü bir adamdır. Karen HORNEY (Çağımızın Nevrotik Kişiliği)
Bir tersleme aşağılama içeriğine sahip olduğu için, açığa çıkabilecek muazzam bir öfke uyandırır; örneğin kedisi okşamalarına tepki vermeyen bir kız öfkelenir ve kediyi duvara çarpabilir. Karen HORNEY (Çağımızın Nevrotik Kişiliği)
Sevecenlik duyguları, sevecenlik belirtileri ve cinsellik arasındaki ilişkiler bizim bazen kabul ettiğimiz kadar yakın değildir. Antropologlar ve tarihçiler bize, bireysel sevginin kültürel gelişmenin bir ürünü olduğunu söyler. Briffault,¹ sözleri pek inandırıcı olmasa da, cinselliğin acımasızlıkla olan ilişkisinin sevecenlikle olandan daha yakın olduğunu öne sürer. Ancak kültürümüz üzerinde yapılan gözlemlerden, sevecenlik ya da canayakınlık olmaksızın da cinselliğin varolabileceğini ve cinsellik olmaksızın da sevecenlik ve canayakınlığın varolabileceğini biliyoruz.
Sayfa 110 - Öteki yayıneviKitabı okudu
Reklam
Bir insan bir başkasına tam anlamıyla düşkün olabilir ve buna karşın zaman zaman ona kızabilir, belli arzularını geri çevirebilir ya da yalnız kalmak isteyebilir. Ama bu tür sınırlı öfke ya da uzaklaşma tepkileriyle, başkalarına karşı her an tetikte bekleyen, onların üçüncü kişilere gösterdikleri bir ilgiyi ihmal edilme olarak algılayan ve herhangi bir isteği emrivakilik ya da herhangi bir eleştiriyi küçük düşürülme olarak yorumlayan nevrotik insanın tutumu arasında büyük bir farklılık vardır. Bu sevgi değildir. Ancak, belli nitelikler ya da tutumlara ilişkin, olası olduğu takdirde bunların düzeltilmesine yar- dımcı olmak amacıyla yapıcı eleştiride bulunmak da sevgiye ters düşmez ama nevrotik bireyin sık sık yaptığı gibi, hoşgörüsüz bir kusursuzluk isteğinde, düşmanca bir "eğer kusursuz değilsen, eyvahlar olsun sana"yı anıştıran bir istekte bulunmak sevgi değildir
Sayfa 80 - Öteki yayınevi, nevrotik sevecenlik ihtiyacıKitabı okudu
Çoğumuz zaman zaman sevecen olabiliriz ama bu, sevgi yetisinden tam bir yoksunlukla birlikte de var olabilir. Önemli olan şey, sevecenliğin kaynaklandığı tutumdur: bu, başkalarına yönelik olumlu bir tutumun bir belirtisi midir, yoksa örneğin karşıdakini yitirme korkusundan ya da o insanı elde etme arzusundan mı kaynaklanmaktadır? Başka bir deyişle, dışarıdan görünen hiçbir tutumu ölçüt olarak alamayız.
Sayfa 79 - Öteki yayıneviKitabı okudu
Sevecenlik özlemi nevrozlarda öylesine sık rastlanan ve deneyimli gözlemci tarafından öylesine kolayca tanınan bir şeydir ki bu, varolan bir kaygının ve yaklaşık yoğunluğunun en emin göstergelerinden birisi olarak değerlendirilebilir. Aslında eğer kişi, her zaman için tehlikeli ve düşmanca olan bir dünyaya karşı kendini temelde çaresiz hissediyorsa, bu durumda sevecenlik arayışı, iyilik, yardım ya da benimsenmeye ulaşmanın en mantıklı ve dolaysız yolu olarak gözükecektir.
Sayfa 78 - Öteki yayıneviKitabı okudu
Düşmanlığın bastırılmasının bir başka nedeni sevgi olabilir. Gerçek sevecenliğin bulunmadığı bir yerde ailelerin çocuğu ne kadar çok sevdikleri ve onun için kanlarının son damlasına ka- dar nasıl özveride bulunacakları konusu üzerinde çoğu kez büyük bir sözel vurgulama bulunur. Bir çocuk, özellikle eğer başka türlü yıldırılmışsa, sevgi yerine konan bu şeye dört elle sarılabilir ve söz dinler olmanın bedeli olan bu armağanı yitirme düşüncesiyle asi olmaktan korkar. Bu tür durumlardaki parola şudur: sevgiyi yitirmekten korktuğum için düşmanlığımı bastırmak zorundayım.
Sayfa 64 - Öteki yayıneviKitabı okudu
Reklam
nevrotik anne-babalar genellikle yaşamlarından hoşnut değillerdir, doyurucu coşkusal ya da cinsel ilişkilerden yoksundurlar ve dolayısıyla çocukları kendi sevgilerinin nesnesi yapmaya eğilimlidirler. Kendi sevecenlik ihtiyaçlarını çocuklar üzerinde boşaltırlar. Sergiledikleri sevecenlik dışavurumları her zaman cinsel bir reńk taşımaz, ama şu ya da bu ölçüde yüksek bir coşkusal yükle yüklenmiştir.
Sayfa 62 - Öteki yayınevi, nevrozların temel yapısıKitabı okudu
Değişmeyen temel düşman, gerçek bir canayakınlık ve seve- cenlik yokluğudur. Bir çocuk sık sık yaralayıcı (traumatik) olarak değerlendirilen -aniden sütten kesme, arasıra dövme, cinsel deneyimler gibi-birçok şeye dayanabilir, ancak içten içe sevildiğini ve istendiğini hissettiği sürece. Bir çocuğun, sevginin gerçek olmadığını açıkça hissettiğini ve uydurma gösterilerle aptal yerine konamayacağını söylemeye gerek yok. Çocuğun yeterli sıcaklık ve sevecenlik alamamasının ana nedeni, annenin ve babanın kendi nevrozları yüzünden bunu verme yetisinden yoksun olmalarında yatmaktadır.
Sayfa 59 - Öteki yayıneviKitabı okudu
Kendi tutumumuzu değiştirmemiz gerektiğini kavramaya karşı direndiğimiz kadar başka hiçbir şeye direnmediğimiz söylenebilir.
Sayfa 35 - Öteki yayıneviKitabı okudu
Normallik kavramı ayrıca toplumun değişik sınıflarında da farklılık gösterir. Örneğin derebeylik sınıfının üyeleri, bir erkeğin yalnızca av ya da savaş sırasında etkin, geri kalan zamanın tamamını tembellikle geçirmesini normal karşılarlar, oysa küçük burjuva sınıfından bir insanın aynı tutumu sergilemesi kesinlikle anormal olarak değerlendirilir. Batı kültüründe olduğu gibi, erkeğin ve kadının farklı mizaçlara sahip olduğu düşünülen bir toplumda cins ayrılıkları var olduğu sürece, normallikteki değişme bu bağlamda da var olacaktır. Bir kadın için kırkına yaklaşırken yaşlanma korkusuna saplanması yine "normal"dir, buna karşın bir erkeğin yaşamın bu döneminde kaygıya kapılması nevrotik olacaktır.
Sayfa 13 - Öteki yayıneviKitabı okudu
Birçok yetenekli kişi tüm yaşamları boyunca enerjilerini boşa harcar. Çeşitli alanlarda bir şeyler başarmak için büyük potansiyelleri vardır aslında ama bunların hepsiyle ilgilendikleri ve nihayetinde hepsinde hırslı oldukları için istikrarlı bir şekilde tek bir amacın peşinde koşmazlar; sonunda hiçbir şey başaramaz ve güzel yetilerinin ziyan olmasına izin verirler. Karen HORNEY (Çağımızın Nevrotik Kişiliği)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.